Hayal Etmek Başarmaktır
1950’li yıllarda kamuoyunda, doktorların araştırmasına dayanarak, “Bir mil, dört dakikanın altında koşulamaz. Bu, insan fizyolojisi açısından mümkün değildir” yargısı vardı. Atletizm otoriteleri ve atletler bu görüşün etkisinde kalarak bir mili dört dakikanın altında koşmayı hiç düşünmediler. Bütün atletler yarışmada artık rekor kırmak için değil, sadece birinci olmak için koşuyorlardı.
Roger 1954 yılında yapılacak olan yarışa bir yıl kala, bir mili dört dakikanın altında koşmak için hazırlanmaya başladı. Bu hedefe ulaşmak için tam bir yılı vardı. Bir yıl boyunca bütün fiziki çalışmalarını yaptı ama Roger biliyordu ki, bu yarışmada hedefe ulaşmak için sadece fiziksel antrenmanlar yeterli değildi. O, her gün fiziksel antrenmanların yanında zihinsel antrenmanlar da yapmayı ihmal etmedi. Zihninde artık tek bir düşünce vardı; bir mili dört dakikanın altında koşabilmek. Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktı. Artık kendisini tamamen hedefine adamıştı. Her gün başardığı anın hayalini kuruyor, sanki o anda o koşuyu gerçekten de yaşıyormuş gibi zihninde canlandırıyor, başardığı anı hayal ediyordu.
Yarış başladığında tüm yarışmacılar birinci olmak için koşuyorken, Roger rekora koşuyordu. Hedefini gerçekleştireceğine tamamen inanıyordu. Yarış, Roger’in birinciliği ile bitti. Yarış bittiğinde Roger skor borda yöneldi. Orada yazan rakam 3.59’du.
Roger başarmıştı. Bir yıl boyunca çaba sarf ettiği hedefine ulaşmıştı. Roger, zaferini bedensel gücü ile değil, zihinsel gücü ile kazandı.
Roger’dan sonra gelen birçok sporcu da zihnin gücünü keşfederek inanılması mümkün olmayan rekorlara imza attılar. Bir yıl içerisinde aynı rekoru 300 atlet kırmayı başardı. Artık sporcular inanılmazları gerçekleştirmenin formülünü %20 bedensel güç, %80 zihinsel güç olarak özetliyorlardı.