Teknoloji Mi? İnsan Gücü Mü?
2021’in sonlarındayız. Korona virüsüydü, karantinasıydı derken evlerimize iyice kapandık ve en yakın dostlarımız telefonlarımız, tabletlerimiz, televizyonlarımız ve bilgisayarlarımız oldu. Bu sürede sürekli elimizde telefon, tablet; sosyal medyada o post senin bu post benim saatlerimizi harcadık. Sosyal medya zaten hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştu, korona virüsü ise üzerine tuz biber ekti ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmaktan ziyade hayatımızın bir bağımlılığı oldu.
Teknolojinin bize getirileri yadsınamaz bir gerçek. Fakat biz teknolojiyi doğru bir şekilde kullanabiliyor muyuz? Bence ilk başta sormamız gereken soru bu, yani teknolojiyi doğru kullanabilmek.
Bir düşünür “İhtiyaçlar icadı doğurur demiş.” Teknoloji de insan oğlunun ihtiyacının sonucu olarak ortaya çıktı. Yazıya sosyal medyadan ve telefonlardan bahsederek başladım ama daha eskilere gidersek teknoloji aslında insan oğlunun gücünün yetmediği yerlerde, bazı fizik kurallarını uygulayarak, oluşturdukları mekanizmaları kullanmaları ile başladı. Bir takım basit kaldıraçlar, palanga sistemleri, kuvvet x kuvvet kolu esasına göre oluşturulmuş el arabaları… Burada amaç hep yapılması gereken işi daha az insan gücü ile yapmaktı. Tabi gel zaman git zaman teknoloji ilerledi. Günümüzde ise çoğu iş neredeyse “0” insan gücü ile yapılmakta. Arabalarda bile otomatik pilot devri çoktan başladı. Tesla gibi büyük firmalar yeni ürettikleri arabalarda bu özelliği kullanıyor. Peki bu durumun insan ırkına getirisi nedir? Teknoloji bahsedildiğinden daha mucizevi bir şekilde hayatımızı üst standartlara mı taşımaktadır? Yoksa teknolojinin hayatımıza bu kadar girmesi biz insanların hayatını anlamsızlaştırıp boş hayatlara mı dönüştürmektedir.
Biz insanlar ne kadar doğadan kopmuş olsak ta evlerimizde, beton şehirlerimizde kendi habitatlarımızı kurmuş olsak ta, ne zaman fıtratımıza aykırı davranırsak o zaman mutsuzluklar ve hastalıklar bizi takip etmekte. Günümüzde çoğu insan obezite ile mücadele etmekte. Gelişen teknoloji birçok hastalığın çözümünü bulmuş olsa da teknolojinin yanlış kullanımı bizi çeşitli yeni hastalıklara yakalanmaya itmektedir. Saatlerce hiç kalkmadan telefonların, tabletlerin başında oturmak; kısa mesafede bir yerden bir yere giderken bile araç kullanmak; birkaç kat merdiveni çıkmak için bile asansör kullanmak… Bu bahsettiklerimiz sadece fiziki rahatsızlıklarla ilgiliydi peki ya ruhsal rahatsızlıklar. İnsanlarla birebir ilişkiden mahrum kalmak, bir aktivite, bir hobiye sahip olamamanın verdiği boşluk. Ya da en önemlisi, sürekli zamanımızı geçirdiğimiz sosyal medyada, kurulan o yalan imajlarla, bizim dışımızda herkesin mükemmel hayatlar yaşadığı düşüncesi.
Bu açıdan bakıldığında teknoloji çok kötü bir şey olarak görülebilir. Fakat teknoloji kötü değil aksine bizim için büyük bir ihtiyaç. Peki ya kötü olan ne? Tabi ki bizim onu kullanma şeklimiz. Teknolojinin doğru kullanımı, üzerine kafa yorulması gereken bir şeydir. Nasıl ki güzel bir çikolatadan bir ısırık aldığınızda bir zararı yoksa hatta ağzınızda güzel bir tat bırakıp mutluluk hormonunuzu da yükseltiyorsa, fakat bu işi abartıp tek başınıza bir hatta birkaç kutuyu bitirdiğinizde dişlerinizi çürütüp kilo yapıyorsa bu da benzer bir durumdur. Teknolojiyi kararında tüketmediğimizde çeşitli sorunlar baş göstermektedir. Evet tüketmek dedim çünkü teknolojiyi tüketiyoruz. Bir marka telefon ya da herhangi bir teknolojik ürün örneğin süpürge, kahve yapma makinesi, bilgisayar v.b. üretiliyor ve alıyoruz daha sonra bir üst modeli, daha sonra bir üst modeli daha çıkıyor. Ya da sosyal mecralardan biri çıkıyor kullanıyoruz sonra başka bir tanesi çıkıyor bu sefer hayatımızın tam ortasına bu yeni sosyal mecra yerleşiyor ve bunu kullanıyoruz. Yani teknolojiyi tüketiyoruz. Burada asıl önemli konu teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanma, bilinçli bir şekilde tüketmektir.
Bunun için yapılabilecek belli başlı şeyler vardır. Bunlardan birkaçına aşağıda değineceğiz.
- Yeni bir elektronik eşya alırken buna gerçekten ihtiyacımız olup olmadığını iyice bir düşündükten sonra almalıyız.
- Kısa mesafelerde araç ya da toplu taşıma kullanmak yerine yürümeyi tercih edebiliriz.
- Sosyal medya kullanımımıza bir süre koyabiliriz. Bazı sosyal medya uygulamalarında bu seçenek mevcut.
- İnterneti yeni diller öğrenmek ve farklı kültürden insanlarla tanışmak için kullanabiliriz.
- Korona virüsü nedeniyle evlerinden çıkamayan insanlar için birçok büyük müzeler, arttırılmış sanal gerçeklikle, online erişime sunuldu bu fırsatları değerlendirebiliriz.
Bu tarz fırsatları değerlendirdiğimizde daha iyi olacağına ve teknolojinin her bir bireyin hayatına daha iyi dokunacağına inanıyorum. Doğru tüketilmiş teknolojilerle dolu günler diliyorum.